aynı isimdeki diğer başlıklar:
  • tiksindirici boyutta igrenc bir dizi. işkence gibi hatta.

    ne senaryosu senaryo, ne oyunculuğu oyunculuk. olesiye kötü. bütün oyuncular robot gibi. konuşmaları, tavırları... hic insan gibi, hic gercek gibi degil. tamamen mekanik.

    olaylar zaten didaktiklikten ölecek. "hep çalışıyoruz, hep is, once dürüstlük..." bik bik bik.

    bir de son derece hayvani davranan polis karakterler var burada. hepsi de suçluyu gözünden tanıyor, madem suçlusun al sana tekme, tokat, yumruk, dayak.

    daha ağır, hatta küfürlü konuşasın var bu diziye olan tiksintimi anlatmak icin ama annem izliyor, daha fazla konusamiciim.

    bitse keske. bittir git.
  • yerde yatan, bir yandan kıpırdayıp, bir yandan ıııh aaahh diye inleyen dayak yemiş adamın boynundan nabzına bakıp "yaşıyor!" diyen polislere sahip dizi.

    adam bu saçmalığa dayanamayıp öldü o ayrı.

    yoğun istek üzerine link: https://youtu.be/6txlji1u7o8?t=2942
  • kamera açılarında yeni bişi deniyorlar galiba. gerçi şimdi adını hatırlamadığım başka bir türk dizisinde de görmüştüm benzerini. kameraman karakterlere bir giriyor bir çıkıyor. sürekli böyle. zoom in, zoom out. kamera sağa sola sallanıyor filan. yani bu ne demek? hep bir gerilim, hep bir aksiyon. bağıran insanlar, adam pisliğin teki çıktı rıza babalar havada uçuşuyor. ben de yerimde izlerken hop oturup hop kalkıyorum. aferim çok iyi düşünmüşsünüz onu.

    10 dakika izledim başım döndü lan bildiğin. oturduğum yerde devrildim. bunca yıldır hala devam ediyor olmasına şaşırmıştım zaten. şimdi baktım, bir de reytinglerde birinci geliyormuş. asdasd lan ben neyse bir şey demiyorum.
  • acunu sollayarak birinciliğe oturmuş. acun ve bunun gibi şeyleri izleyen zerzavatlarla aynı gezegende olmak bile rahatsız edici.

    özetle: zeka geriliğini tespit aracı.
  • bu dizinin en çok izlenen diziler arasında olmasının bence bir çok türk dizisi sevenlerin ibret alması gerektigini düşündüğüm hede.
  • 2006 yılından beri bitmek tükenmek bilmeden devam eden dizi. bugüne kadar tam 260 bölüm(yazıyla iki yüz altmış bölüm) yayınlanmış ve asıl şaşırtıcı olan hala yayınlandığı gün birinci olabilen bir dizi.
    insanlar pazartesi akşamları televizyona bakmadıkları zamanlar sanırım kanal d'yi açık bırakıyorlar. başka bir tahminim yok. ulan yıllardır düşünürüm(evet, çok boş bir insanım) hala şu dizinin yayınlanmasına ve birinci olabilmesine mantıklı bir açıklama bulamadım.
  • dizideki ekip bir müzik korosu misali herhangi bir olayı eşit parçalara bölüp (ekipteki herkes ne eksik ne fazla eşit sayıda kelime söyleyecek şekilde) anlatabilme yeteneğine sahiptir. hiç kimse bir diğeri konuşurken araya girmez sözünü kesmez ve pürdikkat konuşanı dinler. olay ne kadar acil olsa da konu tane tane ve yavaş yavaş amire anlatılır (izleyici kitlesi düşünülerek yapılıyor mu acaba sorusunu şu an yazarken aklıma getirdi). kaybedilen zaman koşmak suretiyle hızlı bir şekilde emniyet binasından çıkarak telafi edilir.

    dizi sürerken sıklıkla olayın özeti geçilir. bu yüzden izleyici dizinin son 10 dakikasında bile televizyonu açsa bütün olaya hakim olmuş bir şekilde mutlu mesut diziyi izlemiş olur. tahminimce bu kadar çok izlenmesinin nedenlerinden biri de bu vesselam..
  • dizide yeni farkettiğim bir hede, erkek suçluları erkek polisler; kadın suçluları ise kadın polislerin enselemesi. operasyonlar her daim heterojen bir dağılım gösteriyor. örneğin operasyon düzenlenecek gecekonduda herhangi bir kadın yok ise ne hikmetse tüm erkek haydutları erkek polisler yakalıyor ya da tam tersi...
  • bir varoş, alt tabaka insanı olarak çeşitli gecekondulardan, nişantaşı ve cihangir gibi yerlere değin envaş çeşit mekanda gezindim.
    türkiye ve türki cumhuriyetler dahilinde gözlemlerim sonucu: açık hiçbir televizyonda daha arka sokaklar dizisini izleyene tanık olmadım.

    kim izliyor bu diziyi. nereden izleniyor, cidden merak ediyorum.
  • 9 yaşındaki oğlumla berabere beğenerek izlediğim dizidir. çok güzel lan.

    oğlumun okuldan eve gelişi ile benim eve geliş zamanım aynı dakikalarda neredeyse. ikimiz de acıkmış olarak sofraya oturunca televizyonda o anda seyredecek doğrudürüst bir tane program olmuyor. böyle böyle seyrede seyrede müptelası oldum bunun.

    şimdi hoca, bu dizide mantık, kurgu, oyunculuk, o, bu, şu, kıl tüy aramayacaksın. hiç kafayı yormuyor. arada bölüm kaçırma, diziyi en başından seyretme derdi yok. neresinden başlasan oradan itibaren gidiyorsun.

    efsane oğlum bu dizi efsane. kıymetini sonradan anlayacaksınız!

    not: seden kızıltunc'un uzaylı zekiyesi ile büyümüş bir nesilim ben, hiç bir dizi bana kötü gelemez aga, şerbetliyim ben.
hesabın var mı? giriş yap